BALIKESİR DURSUNBEY İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

İlçe Milli Eğitim Müdürü Ümit GÖKDEMİR´in Öğretmenler Günü Mesajı

Dursunbey İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Ümit GÖKDEMİR 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesi ile bir mesaj yayımladı.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Ümit GÖKDEMİR´in Öğretmenler Günü Mesajı

Günü Anlamlı Kılan Sevgili Meslektaşlarım...

 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 24 Kasım 1928 yılında "başöğretmen" unvanını alması vesilesiyle, 1981 yılından bu yana her yıl Öğretmenler Günü olarak kutladığımız 24 Kasım Öğretmenler gününüzü yürekten kutluyorum.

Sevgili öğretmenim; en kıymetlilerimizin, insanlığa sunabileceğimiz en büyük armağanımızın, ahlaklı, erdemli, vatan, millet ve insanlık aşığı, muhtaç olduğu kudreti kendi özünde arayarak, insanlık adına bilimle donanmış olarak yetişmesi ancak senin olmuş yüreğinde, mahir ellerinle mümkündür. Çocuklarımızın bugünü ve yarını senin hayallerinde, umutlarında, planlarında, gayret ve özverinde gizlidir. Sen bağrında nice kuru tohumları yeşertecek, onları zararlı otlardan koruyabilecek yegâne güçsün. Avucumuzdaki kelebeklerimiz , biricik yavrularımızı avucumuzdan kaçırmak ya da boğup öldürmek arasındaki ince çizgi senin maharetli ellerinde, ipek yüreğinde, aydınlık zihninde gizli.

Saygıdeğer meslektaşlarım; Cehaleti aşma yolculuğumuzun ilk basamağı bilmektir. Lakin cehaleti bilmek değil , olmak aşabilir ancak. Daha fazla gelişmişlik adına seküler bir anlayışla bütün çabamızı harcadığımız fennin ve tekniğin merkezine, insanı ve insan olmayı almayan, safi "bilgi güçtür!" anlayışıyla her şeyi kontrol edebileceği sanrısına kapılan insan, insanın yurdu olmak yerine kurdu olmayı tercih etmiş görünmektedir. Bilgiye anlamdan yoksun bir halde tapan insanın, sadece akademik olarak eğitilip ahlaki yönden eğitilmemesinin kaçınılmaz acı sonuçlarını en son 15 Temmuz'un o hıyanet gecesinde hep birlikte yaşadık.

Bilirsiniz, çoğu filmde, başarı hikayelerinde hep kazananların, birincilerin hikayesi anlatılır. Birinci olmayanlar kaybetmiş sayılmanın ötesinde yok sayılır. Her ne kadar tarih, galiplerin anlatımıysa da mağlupların, yok sayılanların bilinmez hikayeleriyle doludur. Kendimizi düşünelim! Birincisi olamadığımız o kadar çok yarışlara dahil olduk ve kaybetmiş sayıldık ki! Burada bir özeleştiride bulunmak istiyorum. Bizler geçmiş zaman öğrencilerimizden bahsederken çoğunlukla akademik, ekonomik yada sosyal olarak diğerlerine göre başarılı olduğunu kabul ettiğimiz öğrencilerimizi, hikayelerini, onlarla birlikte kendimizin de ne kadar başarılı olduğumuzu anlatırız. Ya diğer öğrencilerimiz? Bu gayet insani ve anlaşılır bir durumdur. Fakat hiç de öğretmenliğin ruhu ile bağdaşmaz.

Bizler ne yazık ki insanın bir ruhu olduğunu unuttuk. Zannettik ki başarılı olmak mutlu olmaktır. Çocuklarımıza mutluluğun, diğerlerini geçmek, onlardan önde olmak olmadığını öğretmeliyiz. Bizlere, anne babalarının, belki de daha önemlisi, geleceğin emaneti olan çocuklarımıza her şeyden önce sevmeyi, mutlu olabilmeyi öğretmeliyiz bizzat yaşayarak, yaşatarak... Bizler bir iş kolunun üyeleri olmaktan öteye, çok saygın bir mesleğin erbaplarıyız. Ve her meslek erbabı gibi, sanatkâr bir ruhla elimizdeki yegâne malzeme olan insanı bıkmadan usanmadan dünyada bir eşi daha olmayan, tek, biricik, en değerli madenmiş gibi ustaca işlemeliyiz,  mesleğimizin hakkı, güzel yarınlar, daha yaşanabilir bir dünya, daha mutlu bir insanlık için...

Her birimizin akışına bizzat tanıklık ettiği halde pek fazla anlayıp anlamlandıramadığımız dünyamızın bugününde;

Üretimin, ilk defa tüketimi geçtiğine ama buna rağmen yokluk ve yoksulluğun belli coğrafyaların kaderiymiş gibi hüküm sürdüğüne,

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde aşırı beslenme ve buna bağlı hastalıklardan ölenlerin sayısının, yetersiz beslenme ve buna bağlı hastalıklardan ölenlerin sayısını geçtiğine,

Diğer adı yalnızlık, kimsesizlik, çaresizlik ve umutsuzluk olan intiharlardan ölenlerin sayısının, tüm savaş, çatışma ve adi cinayetlerde öldürülenlerin sayısını geçtiğine,

            Bilgi işlem, iletişim çağı dediğimiz zamanın, insanı algoritmalardan ibaret birer makineye dönüştürmeye, başkalaştırmaya çalıştığına, müthiş bir korku bir o kadar da coşkun tezahüratlarımız eşliğinde tüm aymazlığımız, aldırmazlığımız, aldanmışlığımızla şahit oluyor ve bütün bunlara kapılmış sürükleniyoruz.

Tüm insanlık, daha fazla büyümeyi ve ilerlemeyi, buna bağlı refahı kutsamış; yalnızca ona kilitlenmişken Dünya'mızın sınırlı kaynaklara sahip olduğu değişmez gerçeğini bilinçli bir şekilde unutuyor ve fütursuzca çocuklarımızın yegâne yaşam alanını, geleceğini yok ediyor, yok etmeye namzet çocuklar yetiştiriyoruz.

Belki bir gün insanoğlu Mars'ı yada başka bilinmez gezegenleri Dünya'ya dönüştürebilme bilimsel yetkinliğinin ve hayalinin izdüşümünde  zaten bir Dünya'mız olduğu irfanına ulaşabilir ve de gerçeğinin de farkına varabilir. Bir şeylerin kıymetini sanırım elimizde olanların da tamamını yitirdiğimizde hep birlikte anlayacağız!

Korkunç bir uçurumun kenarında duran beşeriyetin kurtuluşu ancak değer ölçüleriyle, insan olabilmesiyle mümkündür. Ve bu kurtuluşun meşalesini yakabilecek kıvılcım siz öğretmenlerimizin yüreğinde, zihninde ve ellerindedir. Tüm bu karanlıklara inat, sizlerin ışığı aydınlatacaktır geleceği. Aynı zamanda birer düşünür de olan siz öğretmenlerimiz; bu Dünya'da yaşayan fakat bu Dünya'yı yaşamayan lider  kişilikler olmak zorundasınız.

Bu duygu ve düşüncelerle;

Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere,şehit öğretmen ve eğitim çalışanlarımızı, beş yıl önce elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz çok kıymetli kardeşimiz İsmail AKKOYUN'u, henüz yakın zamanda kaybettiğimiz emekli sınıf öğretmenimiz Şükrü TURAN, emekli Beden Eğitimi Öğretmenimiz Ali KAHRAMAN, emekli eğitim çalışanlarımız Faruk DUMAN ve Metin AYAZ'ı ayrıca ebediyete uğurladığımız tüm eğitim çalışanlarımızı, uğrunda ölerek bizlere bu toprakları vatan eyleyen tüm şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Emekliye ayrılmış öğretmenlerimize ve tüm eğitim çalışanlarımıza , sağlık ve mutluluk içerisinde sevdikleri ile güzel bir hayat diliyor ve mesleğe yeni başlayan öğretmenlerimizi can-ı gönülden kutluyorum.

Âleme nizam getirme ülküsünde olan ve çok uzun yıllardır duraksayan bu yüce millet ancak siz öğretmenlerimiz sayesinde, daha adil bir dünyayı kurgulayan medeniyet iddiasını yerine getirebilecektir.

Her birinizi saygı ve sevgiyle selamlar, sağlık, mutluluk dolu bir hayat dilerim.

24/11/2021 

Ümit GÖKDEMİR

İlçe Milli Eğitim Müdürü

Bozyokuş Mahallesi İsmail Dayı Caddesi No 32 10800 Dursunbey/BALIKESİR - 0 266 662 23 09

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.